21 Mart 2010 Pazar

Nevruz Nedir?


Orta Asya'dan Balkanlardaki uluslara kadar çok geniş bir bölgede yerel renk ve inançlarla kutlanan Nevruz, he
r ulusun kendi kültür değerleriyle özdeşleştirip sembolleştirdiği, özü itibariyle baharın gelişinin kutlandığı coşkuyla karşılandığı bir gündür.

Yaşadığı geniş coğrafyada doğa ve çevrenin uyanışının kutlandığı Nevruz Bayramı'nın Anadolu'da ve Türk kültürünün yayıldığı bölgelerde de son derece köklü ve zengin bir geçmişi vardır.

Nev(yeni) ve ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen ve YENİGÜN anlamını taşıyan Nevruz, kuzey yarımkürede başta Türkler olmak üzere bir çok halk ve topluluk tarafından yılbaşı olarak kutlanır.

Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart'ta güneş göçmen kuşlar gibi kuzey yarımküreye yönelir. 21 Mart ile birlikte havalar ısınmaya, karlar erimeye, ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar.

Bu nedenle 21 Mart bütün varlıklar için uyanış, diriliş ve yaradılış günü olarak kabul edilerek, Nevruz/YENİGÜN bayramı adıyla kutlanır.

Orta Asya'da yaşayan Türkler, Anadolu Türkleri ve İranlıların yılbaşı olarak kabul ettikleri güne Nevruz adı verilir ki, yeni gün anlamına gelir. Gece ve gündüzün eşit olduğu Miladi 22 Mart, Rumi 9 Mart gününe rastlamaktadır.

Nevruz-i Sultani, Sultan Nevruz, Sultan Navrız, Navrız, Mart Dokuzu gibi adlarla da anılmaktadır.

Oniki Hayvanlı Türk Takviminde görüldüğü üzere Türklerde de çok eskiden beri bilinmekte ve törenlerle kutlanmaktadır. Türklerde Nevruz hakkında başlıca rivayet, bugünün bir kurtuluş günü olarak kabul edilmesidir. Yani Ergenekon'dan çıkıştır. İşte bu nedenle bugün Türklerde Nevruz, yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilmiş ve günümüze kadar bayramlarda kutlanagelmiştir. Orta Asya'daki Türk topluluklarından Azeri, Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek, Tatar, Uygur Türkleri, Anadolu Türkleri ve Balkan Türkleri Nevruz geleneğini canlı olarak günümüze kadar yaşatmışlardır.

Tarih ve gelenek

Nevruz geleneğinin tarihin en son Buzul Çağı'nın bitmesinden hemen önceki günlere yani 15.000 yıl öncesine kadar uzanır. Efsanevi Pers Kralı Cemşid, Indo-Iranlıların avcılıktan hayvacılığa ve yerleşik yaşama geçişini temsil eder. O çağlarda mevsimler insanoğlunun hayatında günümüzdekinden daha yaşamsal bir önem arz ediyordu ve yaşamla ilgili her şey dört mevsim ile çok yakından ilgiliydi. Zor geçmiş bir kışın ardından gelen bahar, tabiat ananın çiçekler, yeşillenenen bitkiler uykusundan uyanması ve sığırların yavrulaması, insanoğlu için büyük bir fırsat ve bolluğun canlanması demekti. İşte böyle bir dönemde bu Nevruz kutlamalarını başlatanın Kral Cemşid olduğu söylenir.
İran evrenbiliminin mimarlarından ve Zerdüştlerin Peygamberi olan Zerdüşt birçok bayramın kurumsallaşmasını sağlayan kişidir. Nevruz, "belki de" Zerdüşt tarafından kurumsallaştırılan bayramlardan biridir.[14]


Persepoliste krala hediyelerin sunumu
Bundan 12 yüzyıl sonrasında, M.Ö. 487 yılında, Büyük Darius, Persepolis'teki yeni inşa edilmiş olan sarayında Nevruzu kutluyordu. Son araştırmaların sonuçları bu kutlamaların çok özel bir anlam ifade ettiğini göstermektedir. Sadece Nevruz gününde sabah saatin 06:30'unda güneşin ilk ışıkları gözlemevindeki büyük kabul salonuna denk geliyordu ve bu olay sadece 1400 yılda bir gerçekleşiyordu. Bu durum aynı zamanda Babillilerin ve Yahudilerinde yeni yılı ile çakışıyordu ve bu nedenle, bu kutlamaların eski toplumlar için çok uğurlu ve önemli sayıldığı açıktır[15]. Persepolis yerleşkesinin ya da en azından Apadana'non sarayının ve "Yüz sütunlu Salonun" Nevruzu kutlamak amacıyla inşa edildiği sanılmaktadır. Ne yazıkki eski kitabelerde Nevruzdan bahsedilmemektedir.

Türklerde Nevruz

Ana madde: Türk kültüründe Nevruz


Orta Asya'da Nevruz bayramlarında geleneksel olarak pişirilen sümelek buğdaydan yapılan bir çeşit tatlıdır.
Türkiye'de bir gelenek Türk Cumhuriyetleri'nde ise resmî bayram olarak kutlanırken, 1995 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti tarafından Bayram olarak kabul edilen bir gün haline gelmiştir.[25] . Türklerin Ergenekon adlı yerden demirden dağı eritip çıkmalarını, baharın gelişini, doğanın uyanışını temsil eder. Türk kavimleri tarafından M.Ö. 8. yüzyıldan günümüze kadar her yıl 21 Mart'ta kutlanır.[26]
Türk Takvimi'nde bir gün 12 bölüme ayrılır, her bölüme Çağ adı verilirdi. Bir çağ iki saat, dolayısıyla bir gün de 24 saattir. Herbir çağ ise sekiz Keh ten ibarettir. Yılbaşı olarak gece-gündüz eşitliğinin yaşandığı 21 Mart, Nevruz günü olarak kutlanır.
Oniki Hayvanlı Takvim ve Melikşah'ın Celali Takvimi'nde yılbaşı olarak belirlenen 21 mart, Divânü Lügati't-Türk'te de ilkbaharın gelişi olarak belirtilir. Türk edebiyatı ve musikisine de Nevruz; Nevruz-ı Asl, Nevruz-ı Arap, Nevruz-ı Bayati, Nevruz-ı Hicaz, Nevruz-ı Acem ve Nevruz-ı Seba olarak girmiştir. Tarihte pek çok devlet tarafından bayram ve gelenek olarak kutlanmıştır. Bunların başında Anadolu beylikleri, Eski Mısır, İran, Safavi, Sasani, Moğollar, Selçuklu ve Osmanlı gelir.
Selçuklu ve Osmanlı[27]'da millî bayram olarak kutlanan Nevruz, Nevruziye adlı şiirlere ve şenliklerle ziyafet verilerek kutlanırdı. Özel olarak hazırlanan Nevruziye adlı macun Osmanlı döneminden kalan bir kültür olarak bu gün hâlâ Manisa'da 21 Mart'ta Mesir macunu şenlikleri yapılmaktadır. Alevi ve Bektaşiler arasında da kimi yorelerde eski takvime atfen Mart Dokuzu adi verilerek kutlanan Nevruz'da özel ayinler yapılırdı, yine Zerdüştler ve Yezidiler'de 21 Mart'ı bayram olarak kabul etmişlerdir.
Kutlandığı ülkeler veya bölgeler
 
Orta Asya'dan Balkanlardaki uluslara kadar çok geniş bir bölgede yerel renk ve inançlarla kutlanan Nevruz, he
r ulusun kendi kültür değerleriyle özdeşleştirip sembolleştirdiği, özü itibariyle baharın gelişinin kutlandığı coşkuyla karşılandığı bir gündür.

Yaşadığı geniş coğrafyada doğa ve çevrenin uyanışının kutlandığı Nevruz Bayramı'nın Anadolu'da ve Türk kültürünün yayıldığı bölgelerde de son derece köklü ve zengin bir geçmişi vardır.

Nev(yeni) ve ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen ve YENİGÜN anlamını taşıyan Nevruz, kuzey yarımkürede başta Türkler olmak üzere bir çok halk ve topluluk tarafından yılbaşı olarak kutlanır.

Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart'ta güneş göçmen kuşlar gibi kuzey yarımküreye yönelir. 21 Mart ile birlikte havalar ısınmaya, karlar erimeye, ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar.

Bu nedenle 21 Mart bütün varlıklar için uyanış, diriliş ve yaradılış günü olarak kabul edilerek, Nevruz/YENİGÜN bayramı adıyla kutlanır.

Orta Asya'da yaşayan Türkler, Anadolu Türkleri ve İranlıların yılbaşı olarak kabul ettikleri güne Nevruz adı verilir ki, yeni gün anlamına gelir. Gece ve gündüzün eşit olduğu Miladi 22 Mart, Rumi 9 Mart gününe rastlamaktadır.

Nevruz-i Sultani, Sultan Nevruz, Sultan Navrız, Navrız, Mart Dokuzu gibi adlarla da anılmaktadır.

Oniki Hayvanlı Türk Takviminde görüldüğü üzere Türklerde de çok eskiden beri bilinmekte ve törenlerle kutlanmaktadır. Türklerde Nevruz hakkında başlıca rivayet, bugünün bir kurtuluş günü olarak kabul edilmesidir. Yani Ergenekon'dan çıkıştır. İşte bu nedenle bugün Türklerde Nevruz, yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilmiş ve günümüze kadar bayramlarda kutlanagelmiştir. Orta Asya'daki Türk topluluklarından Azeri, Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek, Tatar, Uygur Türkleri, Anadolu Türkleri ve Balkan Türkleri Nevruz geleneğini canlı olarak günümüze kadar yaşatmışlardır.
Posted by Picasa

6 Mart 2010 Cumartesi

20.gün:)))

Öylede böylede ameliyattan sonra 20 günümü rahatlıkla atlattım.Artık bu haftada okuluma başlamayı düşünüyorum.Artık sosyal hayatımı ve arkadaşlarımı özledim(Onlar beni özledi mi ondan şüpheliyim:))Ameliyatı olduğum gün okulum açılmıştı ve bende 3 haftadır okula gidemiyorum.Umuyorum ki hemen toparlar ve vize haftalarına bomba gibi hazırlanırım.
20 gün içinde ne yaptığımı sorarsanız:bir kaç defa doktoruma gittim,dışarıya çıktım arada güzel havalarda,alışverişe gittim,evde dizi,film,oyun derken tatilinde başını yedim.Tatil diyorum çünkü ameliyatımı olup yatmak için bu günleri hayal ediyordum:))
Artık kötü günler geride kaldı güzel günler beni bekliyor.Çekilin yoldan millet ben geliyorummmmmm...:))))))))(Eylemlerim son değildir dewamı gelecektir)

28 Şubat 2010 Pazar

Nihayetinde Şubatın Sonu.(...............)

Nihayetinde şubatta bitiyor artık.Şubatla alıp veremediğim yok tabii ama zamanın biran önce akıp geçmesini istiyorum ve hemen toparlanıp okuluma,normal ritunlerime geri dönmek istiyorum.Zaman öle bir kavram ki kimine göre bir dakika bile aylar yıllar gibi geliyor..Önceden hep sabah kalkıp okula gitmek oradan da işe gitmek tekrar eve gelmek benim için sıradan işlerken hayatın nasılda ellerimin arasından akıp gitmiş olduğunu şimdi biraz daha iyi anladım..
İnsan her anına şükür etmeli ve öyle doyasıya yaşamalı ki,bir daha hiç onu yaşamayacakmışcasına...Bana göre hayat ondan nasıl yararlanacağına bağlı..Bazı insanları bu konuda hayata küs veya kör olduğunu varsayıyorum..İnsanın cömertliğine bağlı hayattan zevk almak sen ne kadar veriyorsan hayata o da sana öyle cömert davranıyor ki bütün mucizelerini ayaklarına seriyor..Hep söylerler ya aşk tanrısı, doğa ana, toprak baba,nasıl inandığınıza ve yorumladığınıza bağlı ama hayat bence her saniyesi tatmayı,dolu dolu yaşamayı hak ediyor..
Hep insanları güzel görmüşümdür,bana göre kusurlu insan yok..İnsan öyle muazzam yaratılmıştır ki bence doğa her güne uyanırken insanı kutsayarak adeta bir seranomi şeklinde selamlamaktadır..Hayatın her şeye rağmen çok güzel olduğunu,yaşamaya değer olduğunu düşünüyorum..Ben belkide ona aşığım sevgim senden yaratanım:)))

27 Şubat 2010 Cumartesi

YEAH I'VE MADE İT!!!!

My journey started two years ago.I started with my orthodontist who gave my teeth fine-tune pre-operation.After she sent me to plastic surgery department to had a date for my operation and have opinion pre-op.I had my surgery on 15th february 2010 at İstanbul Medical University which is one of the best in Turkey.My upper jaw was taken 5mm forward,Lower jaw was set 6mm back.Operation was successful,I'm glad all my doctors who join in this crew and help me get through this.Firstly my orthodontist Dr.Gülnaz Marşan,I really owe her this success before and after surgery.I'm now 2 weeks post-op and doing well.Everything was as I expected.I can say,I've made it:)))

Facebook | Mali G�kkaya

Facebook | Mali G�kkaya

26 Şubat 2010 Cuma

İletişim

Arkadaşlar Bu yazıyı İletişim amaçlı bırakıyorum.Çünkü Google'dan arama yapan arkadaşlar bu sayede bana ulaşabiliyorlar.Çift Çene Ameliyatı için elimden ve yaşadığım deneyimlerle sizlere yardımcı olmaya çalışacağım.Blogta da belirtiğim gibi bana facebook ve çift çene cerrahisi adlı facebook sayfalarından ulaşabilirsiniz.Hatta bu ameliyatı olmuş arkadaşları da bu gruba bekliyorum ki diğer arkadaşlara yardımcı olabilelim.Çünkü Türkiye'de de çok yapılan bir ameliyat olmasına rağmen internet üzerinden bu ameliyatı olmuş kişilerin veya olacak kişilerin oluşturduğu bir grup yok.Facebooktan beni ve arkadaşları takip ederseniz sevinirim.Şimdiden olmuş ve olacak arkadaşlara geçmiş olsun diyorum.:)))

25 Şubat 2010 Perşembe

11.Gün:))

Günaydın Blog:))
Konuşamadığımdan sana anlatır oldum derdimi,ama seninde sesin çıkmıyor o ayrı tabi..11 gün oldu şaka maka ameliyattan bu yana..Yavaştan konuşmaya başladım(ki:doktorlar daha kendimi zorlamamı istemiyorlar)..her şey şimdilik iyi ama sürekli sıvı gıdalar yemekten mide şelale oluştu 24 saat onun sesini dinliyorum:))..
Günlerim güzel geçiyor sayılır.Yıl içinde izleyemediğim tüm dizilerinin canına okuyorum..Günlük bir sezon bitirir oldum..İzlemiş olduğum diziler:How I Met Your Mother,The Big Bang Theory,Lie to Me,Ghost Whisperer,Lost,Heroes,Flashforward,House M.D,Smallville,Supernatural,One Tree Hill,Merlin ve Spartacus..Deli olduğumu falan düşünebilirsiniz ama hakikatten dizi tutkunuyum..
Yeni başladığım diziler Merlin ve Spartacus..Merlin Biraz daha çocuklarının izleyebileceği bir dizi olsa da yine zevk alıyorum..Spartacus ise tamamen muhteşem bir dizi. Grafikleriyle, sahneleriyle ,tabi oyuncuları da kaliteli, muhakkak izlenmesi gereken bir dizi. Daha filmlere başlamadım ama daha zaman uzun 1 ayımı film,dizi,kitap,müzik gibi şeylerle geçiyorum..Size şunu söyleyebilirim ki diziler ingilizce konuşma,düşünme ve üretme konusunda bana çok yardımcı oluyorlar..Birde dizilerin her birinden yeni duygular,yeni cümleler,yeni fikir akımlarına şahit oluyorum bunlarda bir nebze beni geliştiriyorlar..
Bu zamana kadar iyiydim.İnşallah bundan sonrada böyle devam eder.Daha tam yüzümdeki şişlikler inmiş değil,tam yüzümün ağzımın içini tamamen hissetmiyorum..Sadece katı bir şeyler
yiyeceğim günü sabırsızlıkla bekliyorum..Benden bu kadar kendinize iyi bakın:))

20 Şubat 2010 Cumartesi

Sonunda..:))

Çok merak edilen ne zaman oluyorsun ,olmayacak mısın,doktorlar seninle dalga mı geçiyorlar gibi bütün soru ve sorunları arkada bırakarak nihayetinde ameliyatımı oldum.Çok değişik bir deneyimdi.Daha sonuçlarını tam olarak bilmiyorum.Ama ilk 6 güne göre çok iyi gidiyorum.
İlk gün hastanede ameliyattan sonra uyandığımda kendimi hakikatten kötü hissetmiştim.Nefes alamıyordum.Doktorlar arkamı açarak ciğerlerime doğru vurdular ve yanıma oksijen tüpü getirilmesini istediler.Belkide hayatımda geçirdiğim en kötü anlardan birisiydi.Daha sonrasında kendime tamamen geldiğimde rahat nefes almaya başlamıştım ve her şey yolundaydı.Sonrasında çok öyle acı falan hissetmedim.Çeneme yapılan kesiler den dolayı olsa gerek ama yinede dudak ve dişlerimi hissedebiliyordum.
Şuana kadar iyi gittiğim söylenebilir.Yüzümdeki şişlikler biraz daha inmeye başladı.Aynaya daha çok bakar oldum.Yani sonuçta bir karizmada getireceği belliydi bu ameliyatın:))Sadece şunu anladım ki HAYAT'ta sağlıktan önemli bir şey yok.Şu bir buçuk ay periyodu içinde sadece sıvılarla besleneceğim.Annemin yaptığı bütün yemeklere imrenerek bakıyorum.Kokuları hele çok cezbedici geliyor.Keşke diyorum zamanında her aldığım kaşıkta ve lokmada koklaya koklaya..tadını çıkararak yeseydim diyorum..:))
Sonuç olarak şimdiye kadar herşey iyiye gidiyor.Bu ameliyat hayatımdaki bir çok şeyi değiştireceğe benziyor..Bekleyelim görelim...:))))))))

13 Şubat 2010 Cumartesi

Çift Çene Ameliyatı:))

Herşey ergenlik dönemimde başladı.Benimde herkes gibi normal bir çehrem,dişlerim ve normal yüz görünüşüm vardı.Ama ne olduysa ergenlik dönemime girmemle başladı:))).Alt çenem normale göre biraz daha uzamaya başladı ve üst çenemde normale göre gelişimini daha az şekilde tamamladı.Ne kadar takmadım ve takmıyorum desem de hep gençlik döneminde böyle bir şeyle başa çıkmak beni biraz zorladı.Gülmekte biraz zorlandım,yemek yerken ısırmada zorluk çekiyordum.Hatta bazı arkadaşlarımın söylediğine göre ve sonrasında kendi dikkatimle de fark ettiğim göre çene biraz sağa doğru kayık olduğunu fark ettim.Ama bütün olanlara rağmen bu şekilde her güne merhaba demek,bir şekilde engelsiz yaşıyor olmak benim için bir mutluluktu.
Üniversiteye ilk başladığım 2006 yılının aralık ayında istanbul tıp fakültesi diş hekimliğine başvurdum.İlk muayeneden sonra tel takılmak için bana gün verdiler.Bu tarihte başvurduğum tarihten yaklaşık bir buçuk sene sonra oldu.2008 temmuz ayında tellerimi taktım ve o günden itibaren kullanmaktayım.Takıldığı gün ortodontistimle konuştuğumda muhtemel olarak çift çene ameliyatı geçireceğim söylendi.
Bu serüvenim 19 ocak 2010 da ameliyatla biteceği düşüncesiyle devam ederken o gün doktorların grevleri nedeniyle ameliyatım ertelendi.Daha sonrasında 5 şubat gününde tarih verildi.Ama ne yazık ki o günde de Sempozyum olduğu için ameliyatım bir erteleme daha yapıldı.Bu sefer yapılan erteleme tarih olarak değildi.Herhangi bir gün eğer bir boşluk olursa o şekilde beni ameliyata çağıracaklardı.5 şubat ertesi bütün günler benim için sıkıcı umutsuz geçti ve nasıl bir sağlık sistemi ve bürokrasi olduğu hakkında düşüncelere itmişti.Ama nihayetinde 12 şubat günü mutlu haberi aldım ve 15 şubat günü ameliyatımın yapılacağı söylendi.
Günlerden 13 şubat ben heyecan ve endişe içinde gelecek olan günü bekliyorum.Zaten hep bu günün gelmesini beklememiş miydim(:SS).Ama ne olursa olsun kendinizi nasıl hazırlarsanız hazırlayın,insan yinede heyecan olmadan yapamıyor.
15 şubat pazartesi 6:00am de kalkıp 7 de hastanede olacağım.Yeni bir hayat yeni bir başlangıç için gözlerimi kapayıp,hayatı 6 saatliğine rafa kaldıracağım.Biliyorum ki her şey güzel olacak çünkü öyle hissediyorum ve öyle olacağına inanıyorum.
Hayat güzel, sevmek ve sevilmek güzel ,yaşamak ve her güne yeniden merhaba demek,yanında sevdiğiniz insanların varlığını hissetmek paha biçilemez.Hayatta ne sıkıntı ve zorluk olursa olsun elbet bir gün unutulur gider,hayat sadece o an diyebildiğin ve unutamadığın güzelliklerden ibarettir...:)))